4

Birkaç gün önce dayım öldü. Dünyanın en tatlı insanlarından biriydi. Şimdi dönüp bakıyorum son dört yıla, olup biten şu: Ölü bir baba, ölü bir anneanne, ölü bir dayı ve bir ölü dayı daha...

Yılın şu son günlerinde ölümden söz eden biri itici  ve karanlık gelebilir lakin niyetim karanlıklara bulanmış kelimeleri yazmak değil tam aksine karanlığın içinden bulup çıkardığım yıldızların anlatmak.

Babam bir Ağustos çarşambasında bizi bırakıp gitti. Bu yüzden Ağustos ve çarşambalardan uzun zaman nefret ettim. Çünkü tıpkı babamın yaptığı gibi hep kötü süprizler getirirler sandım. İstediğiniz kadar kabul etmeyin hepimiz korkağız. ve korkak olduğumuz için batıla inanmaya meyyaliz. Bunun eğitimli olmakla cehaletle hiç ilgisi yok. Başımıza gelecek kötü şeylere engel olamıyorsak başka çaremiz var mı? Kulak mememizi çekip tahtaya vurmak en azından içimizi rahatlatır. Kendimizi kandırırız o kötülükleri uzaklaştırıyoruz diye. Kime ne zararı var. Ama benim gibi günlere, aylara işaret koyuyorsanız işte bu tehlikeli. İnsan acı çekince bildiği herşeyi unutuyor inanın bana. Asıl cehalet ve korkaklık acıyla geliyor.

Her neyse. Son dört yılda her yıl biri veda edip gitti. Ölümle baş edemeyen, onu anlayamayan biri için çok ağır bunlar elbette. Ama insanın hamurunda acının içinden fışkıran bir başka şey var. O şey yoğun güzel bir çikolata gibi. Ölü bir baba yerine, dünyanın en harika adamının baban olduğunu, sana tek bir kez bile değil vurmak bağırmadığını, 6 yaşındayken "sen benim kızımsın ama herşeyden önce ben senin arkadaşınım" dediğini, bildiğin herşeyi öğrettiğini; asla haram lokma yememeyi, insanları sevmeyi incitmemeyi ve asla okumaktan, öğrenmekten vazgeçmemen gerektiğini düşündürüyor o acının içinden fışkıran yoğun şey. Ve anneannem öldü demek yerine, iyi ki o olmuş anneannem, dünyanın en şefkatli kolları ile bana sarılan bu bal ve tütün kokulu kadın hayatımın en büyük şanslarından biriydi dedirtiyor. Sonra dünyadaki en yakışıklı iki adamın dayıların olduğunu söyletiyor sana, kafanın içinde kara kara dört çift göz, gülümseyen yüzleriyle daha 30 yaşında her ikisi de. Hiç düşünmüyorsun toprak altında yatan dört bedeni. Sen somut elle tutulur bir dünyanın insanı olmaktansa, onların anıları ile hala var olduklarını, göremesen de yanında bir yerlerde olduklarını düşünmeyi yeğliyorsun. Acıdan kaçmak mı bunun adı? Değil. Bu tamamen bir tercih meselesi. Zaten acıya karşı gitgide kalınlaşan bir zırh edinmişsin neyinden kaçacaksın. Kitabında yok kaçmak, sen kalıp savaşanlardansın. 

Kocaman güçlü bir ordu var kafanda şimdi. Ölü adam ve kadınların, yaşarken sana ekledikleri bir dolu şeyle oluşturulmuş bir ordu. Kimseden korkun yok artık, kimseye eyvallahın yok. Hayatın çenesinden tutup gözünün içine bakıyorsun ya hiç de sandığın kadar korkunç değilmiş yüzü. Sevebilirsin bile onu. Tüm kötülüklerine rağmen onu affedebilirsin. 

Sevdiklerinin ölümü her insanı başka birşeye dönüştürür. Kimi giderken seni cesede çevirir, kimi ise tıpkı benim ailem gibi, giderken tüm yaşam ışığını, umudunu, güzelliklerini ve cesaretini sana miras bırakır. 

Resim Lori Mcnee


film izle
film izle


İfade Kullanİfade Kullan

:)
:(
hihi
:-)
:D
=D
:-d
;(
;-(
@-)
:P
:o
:>)
(o)
[-(
:-?
(p)
:-s
(m)
8-)
:-t
:-b
b-(
:-#
=p~
$-)
(y)
(f)
x-)
(k)
(h)
(c)
cheer